Çağın uygarlığına ulaştıracak kadar bilgiyle donanımlı üstün dehasıyla ulusumuzun kaderini değiştiren,
Tarihini zaferle, şanla, şerefle süsleyen,
Bir komutan,
Bir asker,
Bir kahraman,
İnsancıl ve barışcıl politikasıyla milli ve evrensel bir liderdir Atatürk.
Arkası kesilmeyecek dev dalgalarla hâlâ O’na koşuyoruz her On Kasımlar’da…
Sağlam bir inançla sarıldığımız,
Kuşaktan kuşağa bir ışık gibi akan fikirlerinin heyecanı, dinamizmi yepyeni ufuklar açıyor bize, biz koştukça…
Her yıl biraz daha anlaşılan,
Her yıl biraz daha büyüyen eşsiz bir lider olma özelliğini korurken,
Fikir Atatürk olarak yaşayan varlığı güç veriyor bize, biz inandıkça…
İnsanlık tarihinin ender yetiştirdiği büyük öncülerden biridir o, onu üstün kılan nitelikleriyle.
“Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil” diyordu şair…
Yas tutmak için değildi ON KASIMLAR…
O’ nu daha iyi anlamak, tanımak,
O’ nun fikirleri ışığında zeki bakışlarından yeniden hız almak,
Fikirlerinin ölmezliğini taşımak içindi, gelecek kuşaklara; O’ nun eserleriyle, kararlığıyla, vatan sevgisiyle…
“Hiçbir insan zekâsı, Türklük gerçeğini onun kadar yakından, onun kadar içinden tanımış değildir. Hiçbir gönül adamı Türk sevgisini bu kadar büyük olarak taşımamıştır. Hiçbir varlık Türk halkı ile onun kadar kaynaşmamıştır.
Atatürk düşünce adamları gibi Türk’ün ne olduğunu düşünmekte, gönül adamları gibi Türk’ü sevmekte kalmamış, Türk’ü kurtarmış, diriltmiş, tanıtmıştır. Onun için Atatürk ölmüyor, Türklerin, bütün insanların kafasında diriliyor. Her dirilişte bir kat daha gençleşiyor.”(1)
Her dirilişte bir kat daha gençleşen Atatürk için yas tutmak yakışmazdı ON KASIMLAR’da…
Türk olmanın haklı gururuyla sevgi ve şükranlarımızı sunarken o büyük insana, onu On Kasımlar’da selamlamanın burukluğunu da yaşıyoruz, ulusça…
Yaşamalıyız da…
Çünkü,
“Doğanın bütün varlıkları gibi büyük adamlar da tesadüf eseri olarak var olmazlar. Onları yetiştiren bir çevre vardır. Bu çevre ulus çevresidir. Atatürk’ü yetiştiren çevre de Türk ulusunun çevresidir.(1)”
Biz ulusça Atatürk’ daha iyi anladığımızda, daha iyi tanıdığımızda Atatürkçülük dediğimiz “Ulusumuzu çağdaş uygarlığa eriştirecek bilimsel, teknik ve sosyal kalkınmanın ilkelerine yürekten bağlılık ve bu ilkeleri gerçekleştirme ülküsü ” ne aydın bir bilinç ve kararlılıkla biraz daha yaklaşacağız.
Bilmeliyiz ki,
“Mustafa Kemâl’i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü sadece söz değil.”
Duyan yüreğimiz, düşünen başımızla O’nun özlediği mutlu ve çağdaş Türkiye’yi yaratmak için çalışmak…
***
(1)-İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
Ferda Balkaya Çetin
************
10. 11. 2009