
tutuşur yanar elleri
zamanın
kızgın lavlarla boşalan göğün kollarından
sanki Hiroşima
ağıtlar yakılır kalabalıklara
anlaşılmaz olur yüzü
gölgelerin
gözleri
geceye karışır
bir çocuğun
turuncu bir neon olur
maskesiz yüzü
o çığlık ki büyüyüp sancıyla sürüklenen
alevler içinde orta çağ bedeniyle
güneşe yakın bir gezegen olur
insanlık kök salarken sınırsız toprağına
aç / çıplak
ruhumuzdan çalınmış bir ömrü simgeler sanki sessiz ölüler
kendimize çevrili bir mavzer olur evren
daralarak
can / lar sabaha çıktığında
filizlenir umutlar yüreğimizin özsuyunda
insan
yine insan
büyüdükçe kendinden
bir anlamı olur devinmelerin
ferda balkaya çetin
17. 09. 2009