18 Aralık 2011 Pazar

KUSUR ÇİÇEKLERİ

Kusurlarına bakarım ben insanların.

Kusurlarına bakar ve onları severim.

Güzel bir kadının yüzündeki bir ufacık aksama, onu daha da güzelleştiriyor bazen. Burnun biraz kemerli olması ve gözlerdeki şehlalık, güzel kadınların yüzlerine ayrı birer özellik, benzersiz ifadeler katıyor.

Normalden daha kalın dudaklar ya da geniş bir alın, karşımızdaki kadının yüzünü bizim için unutulmaz kılabiliyor. Gönül hafızalarımız böyle benzersiz kusurlarla dolu hep.

Hem sadece bedenleri değil, ruhları da güzelleştiriyor bazı kusurlar. Çocuksu davranışlar sevdiğimize yakışıyor. Değişken ruh halleri başımızı döndürüyor ummadığımız zamanlarda. Normalde şikayet edeceğimiz tüm insani davranışlar, bazı ruhlarla buluştuğunda gökyüzünün altında tatlı sürprizler yaratıyor.

Hatalar gibi kusurlar da insanlar için. Bizi daha çok insan, daha çok sevgili, daha çok arkadaş kılabilmek için.

İşte buradan başlıyoruz birbirimizi sevmeye.

Hatta sanat bile payını alıyor kusur çiçeklerinden. Şöhretin zirvesindeki Jhon Lennon'un sesi zaman zaman detone oluyor ve ikinci bir derinlik katıyor ölümsüz şarkılarına. Filmlerde gördüğümüz hatalar, zamanla o eserlerin insanca yanına hizmet eder hale geliyor.

Yüzünü küçük kusurlarla süsleyen bir kadın gibi hayat: Öyle güzel, öyle derin, öyle merhametli...

Biz her gece o kadının yüzüne bakıyor ve hayatımızı güzelleştirdiği için teşekkür ediyoruz. Onun kusur çiçekleriyle süslüyoruz her sabah balkonumuzu.

Kusur çiçekleri onlar; her hüzne bir tebessüm, her acıya bir tutam sevda katan, kusursuz taçyaprakları...

Kadınların, erkeklerin ve çocukların bütün kusurlarına tek tek bakarım. Gördüğüm her aksama için şükrederim doğanın gücüne. Sayesinde hayatın harika düzeni içinde tuttuğum yer her zamankinden anlamlı geldiği için.

Bu yüzden çevremdeki her kusur gözüme mucize gibi görünür.

Bence hayat böyledir işte.

Tuna Kiremitçi
(Tempo Dergisi 3 Şubat 2006 İşte öyle bir şey)
(Kısaltılmıştır.)
********
13. 01. 2010