Nazlı SALUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nazlı SALUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ocak 2014 Çarşamba

YOLLARIN DİLİ



USLANAN YOLLAR

Uzun ve ıssızdır kış geceleri,
Ölüme inat yaşamlar sürer yaslı geceler,
Ve yollar, kederli yollar,
Merhamet dilenir,
Yollar, uzun yollar,
Ölüme direnir, direnir.

Umut vadeder geceye gündüz,
Ah! Yalancı gündüz,
Geceden uzak güpegündüz,
Umut dilenir yollar,
Yollar, çaresiz yollar...

Zavallı bir kuytuda,
Güneşi bekler rüzgâr.
Rüzgâr huysuzdur, güneş karanlık,
Şahittir karanlığa yollar,
Umarsız yollar,
Hep ölüme gebedir.

Ölüm uykusuzdur,
Yollar uyanık.
Ölüme hayat verir yollar,
Hayat yollara minnettar.
Zavallı, çaresiz geceler,
Yollara döner, gündüze küser.

Gündüzün habercisidir yollar,
Gecenin cellâdı.
Ölüm yaralanır yolların elinde,
Yaşam buğulanır.
Uzun ve sessiz yollar,
Uslanır, uslanır.
                               Nazlı SALUK

1 Kasım 2013 Cuma

Ve aşk, her daim aşk...

Aşk Yalnız Tek Hece

Kederin güldü yine bilmem ki niye,
Sevdan bana sığındı yar diye diye,
Düşlerimden de yakın bir yanın vardı,
Ateşe aç yangınlar kül oldu kaldı.

Seninle biriktirdim yarım sevdalar,
Sarardı gözlerine tutkun olanlar,
Merhamet gösterene dilenir ağlar,
Sevenin azabını sensizler anlar.

Acıyı sara sara aheste aksan,
Tuzağına düşene çare dağıtsan,
Sana yorgun aşığa gönlünü açsan,
Kanayan yaralara merhem sen olsan.


Sabahı sevdin, küstürdün akşamları,
Uslanmaz âşıklara hayalin kaldı,
Ağlıyor “sen sen” diye gardiyan gece,
Vuslat uzak artık, aşk yalnız tek hece.


                                   Nazlı SALUK

20 Haziran 2013 Perşembe

BABAMIN ARDINDAN...



UNUTMA BENİ
           
“Çok ararsınız bir gün beni!” diyordu. “Çooook!” Annem mahzunlaşıp soruyordu: “O da nereden çıktı Bey?” “Diyen gitti artık.” diyor ve çıkıyordu odadan babam, hepimiz bakakalıyorduk ardından. Acı gerçeklerin ilk sinyalleri dökülüyordu dudaklarından-hissedercesine-
            58 yaşında kendi çabası ile öğrendiği ve elinden hiç bırakmadığı, sıkı sıkıya sarıldığı Kuran’ını alıp kuruluyordu kendi köşesine. Her zamanki gibi annemin gözlüklerini gizli gizli kaçırıyor-kendi gözlükleri bir işe yaramıyormuş- başlıyordu okumaya. Annemin gözlükleri ile de pekiyi seçemediği dışarıdan rahatça gözlemlenebilse de zıpkın bir delikanlı gibi -63 yaşa rağmen-  görünüyordu babam. Karamsarlığını, her şeye felaketinden bakan tarafını saymazsak deli dolu, yaşama sıkı sıkıya bağlı bir adamdı. Kötülere ve kötülüklere karşı dünyayı sevmeyen, yaşamaktan tat almayan bir yanı da vardı. Hayatın açmazındaydı.

20 Mart 2013 Çarşamba

HER YOL BİR ARAYIŞ


HER YOL BİR ARAYIŞ
            Işığın aksi değiyordu yılların yükünün haritalaştırdığı kederli çizgilerine. Ardında kocaman bir küfe, ağırlığından dizleri iki büklüm. Hayat mı biniyordu sırtına, taşıdıkça ağırlaşan küfe mi bilinmez.
            “Çekme oğul!” diyordu. “Dur, çekme!
Bak gül gibi gençler durur beride.” Hayat yorgunu sesiyle “Çekme oğul!” diyordu.
            Genç kızlar kıkırdıyor, nineye hak verircesine poz veriyorlardı merceğe.
            “Yıllara meydan okuyan gözlerinin ışığı vuruyor merceğime nine, çekme deme, çekeceğim. Sen şöyle en fiyakalı pozunu ver bakalım, gençlere inat çekeceğim seni.”
            Gençler bozuluyordu bu sözüme.

9 Ocak 2013 Çarşamba

NEFES


Nefes,
Sessizliğe talip,
Umuda baş eğmiş,
Umutsuzluk yoldaşı.

Nefes,
Bir mağlup,
İki galip.

Nefes,
Sessizliğin dostu,
Sensizliğin düşmanı.

Ölüm,
Bir nefes kadar yakın,
Ve nefes,
Bir kurtuluşa gebe.

Nefes,
Ağır ve derinden,
Bir gece senden,
Bir gündüz benden.

Nefes,
Ne senden ne benden,
Bu bedenden, bu dilden.
                               Nazlı SALUK