19 Aralık 2011 Pazartesi

sancıyla büyür bir sessizlik ve sen


-ay doğar bereketli bir elden ve bir yıldız ulanır yeryüzüne-

bu sis içinde mavileşen bir gece vakti

bu anlaşılmazlık

bir güneş vedasının sırrında gizli zaman

eski bir tarihte kalmaktan yorgun

nazlı bir geçişle ağır aksak



içimde tırmanışları masum bir rastlantının

su billurları gibi kalacaktı tadı tenimde

sesim insancıl bir rüzgâr şiirsel yankısında

doğruymuş zaman



küçük bir çocuğum

uyaksız dizeden de yüreğime ışık sızar

beyaz işli nakış gibi

bir bulut kümesinden gözlerime gök dolar



ey tutkulu yaşam

her dem baharı fısıldar ezgilerin senin

saklar derinliğinde ruhum

ruhum bir ayna

bir tümceyi tamamlarcasına iç nefesim

oysa sığmaz ki bakışlarıma binlerce ölü

dayanmaz ki bedenim her acıya



dağıtılmış bir nesne sanki toprak

sayısız insan öyküleri elvedasında

konuşmak yasak



armağan sayarım

sıradan bir günün arasından çıkıp

can katışını yaşamıma

20. 12. 2009

************
02.07.2010