-ay doğar bereketli bir elden ve bir yıldız ulanır yeryüzüne-
bu sis içinde mavileşen bir gece vakti
bu anlaşılmazlık
bir güneş vedasının sırrında gizli zaman
eski bir tarihte kalmaktan yorgun
nazlı bir geçişle ağır aksak
içimde tırmanışları masum bir rastlantının
su billurları gibi kalacaktı tadı tenimde
sesim insancıl bir rüzgâr şiirsel yankısında
doğruymuş zaman
küçük bir çocuğum
uyaksız dizeden de yüreğime ışık sızar
beyaz işli nakış gibi
bir bulut kümesinden gözlerime gök dolar
ey tutkulu yaşam
her dem baharı fısıldar ezgilerin senin
saklar derinliğinde ruhum
ruhum bir ayna
bir tümceyi tamamlarcasına iç nefesim
oysa sığmaz ki bakışlarıma binlerce ölü
dayanmaz ki bedenim her acıya
dağıtılmış bir nesne sanki toprak
sayısız insan öyküleri elvedasında
konuşmak yasak
armağan sayarım
sıradan bir günün arasından çıkıp
can katışını yaşamıma
20. 12. 2009
************02.07.2010