19 Aralık 2011 Pazartesi

Sihirbaz




Bir karikatürü analitik bir düşünceyle derinlemesine incelemek oldukça keyif vericidir.
İç dünyamızın renkli duygu ve bilgi birikimiyle mecazi bir anlam eşliğinde fizikötesi bir yolculuğa çıkarır bizi.
Bu yolculukta karşımıza çıkan sembolleri, objeleri imgelerle harmanlayıp görünen halin arkasındaki gerçeğe ulaşmaya çalışırız.
Bizi kışkırtarak mesafe aldıran düşünce bu gerçeği öğrenme arzumuzdur.
Nasıl ki; hayata, insana dair her şey mucizevi, şaşırtıcı ise ulaştıklarımız da öylesine şaşırtıcı ve etkileyicidir bizim için.
Karikatürist Sevdakâr Çelik’in kendi sitesinde yer verdiği “Sihirbaz” adlı karikatürünü bu duygularla incelerken; bir “resim sanatı” olan karikatürün içinden farkında olmadan çıkıp, “sahne sanatı” diye adlandırdığımız sihirbazlık gösterisinin içinde buldum kendimi.
Karikatüristin amacı buydu belki de…
Belki de izleyicisinin düşünce gücünü daha da zorlayarak yeni düşüncelerin kapılarını yeni çağrışımlarla aralatabilmekti kendisine.
İnsandan insana değişen görüşleri, çizgilerinde, evrenselleşme boyutuna taşırken kolaylık ve zorluğa aynı anda ulaşmamızı da istiyor belki…
Kısaca, Sevdakâr Çelik, bize salt karikatürü sunmuyor. Sezgilerimizi kullanarak, akıl yürüterek ; bir anda kendimizi içinde bulduğumuz sahne sanatında bizi büyüleyen olayın aslında gerçekte olanı değil de şaşırdığımız gerçeği düşünmemizi sağlayan göz yanılmasından başka bir şey olmadığının, arkasında yatan basit teknik hilelerin ve yeni düşüncelerin keşfini de bize bırakıyor.
Resim sanatıyla sahne sanatının iç içe geçişi, karikatürün ciddiyeti altında yatan ince mizahın sihirbazlık gösterisiyle devamını sağlıyor.
İnsanın sınırsız düşünce gücünün devamı…
Düşündüğümüz her şeyin bilinçaltımızı etkilemesinden kaynaklı zihnimizde oluşan her yeni soru ve her yeni kavram sonuca doğru mükemmel bir akışla ilerlemektedir.
Bizi bu akışa yönlendiren karikatürün sihri değil mi?
Evren kendi düzeni ve yasası içinde olanca hızıyla yol katederken; karikatür de kendi özerkliği içinde düşünce gücümüzü harekete geçirerek tüm dokunulmazlıkları kaldırır ve bilimin henüz ulaşamadığı o sonu olmayan ve erişilmek istenen noktaya ulaştırır bizi.
Resim sanatındaki sihir, sahne sanatının esrarına karışınca da; “bedenimizi ve ruhumuzu sağaltan” karikatür, akla ve yüreğe kazandırdığı insan hallerinin tümüyle bizi şaşırtmaya devam eder…

Ferda Balkaya Çetin
İl Gazetesi
19 Nisan 2010
****

20.04.2010