18 Aralık 2011 Pazar

zaman üzerinde bir kement / olur bir çığlık

ebedi bir gülümsemeye doğru
tutuşur yanar elleri
zamanın
kızgın lavlarla boşalan göğün kollarından
sanki Hiroşima
ağıtlar yakılır kalabalıklara
anlaşılmaz olur yüzü
gölgelerin

gözleri
geceye karışır
bir çocuğun
turuncu bir neon olur
maskesiz yüzü

o çığlık ki büyüyüp sancıyla sürüklenen
alevler içinde orta çağ bedeniyle
güneşe yakın bir gezegen olur
insanlık kök salarken sınırsız toprağına
aç / çıplak

ruhumuzdan çalınmış bir ömrü simgeler sanki sessiz ölüler
kendimize çevrili bir mavzer olur evren
daralarak

can / lar sabaha çıktığında
filizlenir umutlar yüreğimizin özsuyunda

insan
yine insan
büyüdükçe kendinden
bir anlamı olur devinmelerin


ferda balkaya çetin


17. 09. 2009