• Akş, innasın anlıkı şırtaşır.
• ‘Markette diş fırçası seçtim’ isimli bir şiir yazıyorum. İlk dizesi şöyle: ‘It was the best of times, it was the worst of times.’
• Amcam askerden geldikten sonra, bir komşusu onu lunaparkta oyuncak at yarışı sunuculuğu işi için çağırmış. Patrona “Ben at yarışı bilmem” dese de dinletememiş. Adam “Bilmen gerekmez, zaten söylediklerini kimse anlamayacak” diyormuş.
• Rüzgârlı bir plajda yuvarlanan simidin peşinden koşan adam, başkalarının mutluluğu ile mutlu olabilen adamdır.
• Ahiret gününde babanın oğlunu, kardeşin kardeşi tanımayacağı gerçeğini anlamak için cami çıkışındaki ayakkabı bulma sürecinde yaşananları gözlerinizin önüne getirmeniz yeterli.
• Deneysel bir üst komşum var. Katı meyve sıkacağına Moby Dick kitabını atmış. “Tuzlu su geldi” diyor.
• “Bir paragraf, asla bir katili deşifre edecek kadar uzun, bir kurbanı öldürecek kadar kısa olmamalı” demişti hocam. Arka sıralardan “Yani kaç cümle olsun?” sorusu geldiğinde hepimiz bembeyaz kesilmiştik. Cevabı görmemek için gözlerimi kapatmıştım. “Sana” demişti, “sayıyla değil kiloyla versinler.”
• Müzik ve mizah denince aklıma MFÖ gelir, müzik ve komedi denince repçiler.
• Üç yaşındaki kızını kucağına alarak araba kullanan, trafik polisi durdurunca da çocuğu öncelikle ve telaşla ön koltukların arasından arkadaki annesine doğru uzatan şoförün, o sırada kızını kendi hayat gündeminin en son sırasına koyduğu bir an vardır. İşte o ana “psikoloji” diyoruz.
• Fizikte bir kural vardır: Bir kere bozulan sifon mutlaka bir kere daha bozulur.
• Romanlar gazete manşeti olsaydı, John Steinbeck / Bitmeyen Kavga: “POLİS BİLE AYIRAMADI!”
Afili Filintalar