20 Aralık 2011 Salı

Rüzgârla Dans Eden Asalet

 Hemcinslerinin aksine yılkı atları yularsız, eyersiz alabildiğine ‘özgür’. Yemyeşil çayırlarda uçarcasına süzülürken, onları izlemek garip bir ürperti verir insana.
 


Yılkı atları ürkektir; mesafe koyarlar insanoğluyla aralarına. Sözgelimi 50 metre bile yaklaşamazsınız. Zira korkup kaçarlar sürüleriyle birlikte ve arkalarından bakakalırsınız. Seyrine doyulmaz manzaradır yılkı atlarının ‘özgürlük’ dansı… İnsanoğlunun tahrip eden ve tüketen, azaltan yanına rağmen yeniden var olmanın ve var etmenin, yeni başlangıçların seremonisi gibidir yılkı atlarının rüzgârla yarışan halleri… Dağlar ve atlar ne çok yakışır birbirine. Dağların heybetine atların asaleti nasıl da denk düşer. Arap ya da İngiliz atı gibi asil bir soydan gelmezler ama yılkıların asaleti zincirlerini kırmalarından gelir. Dağları mesken tutmalarından da. Özgürlüğe yazgılı olmaları da hayranlık vericidir.

*************
15.12.2011