12 Mayıs 2013 Pazar

Böylesi Hasretin


Kapıyı çaldım ses yok, içeri girdim 
Seslendim usulca: nerelere saklandın? 
Ve birden ürktüm sensizliğimden, 
Uçup gitti pencereden aklım 

Bırakıp gitmişsin öylece herşeyi, 
Sevmediğin halde dağınıklığın her türlüsünü. 
Divanda sıcaklığını, aynada yüzünü unutmuşsun, 
Mutfağın bir köşesinde yanık Yemen türküsünü 


Ve iyi ki unutmuşsun silmeyi gözlerinin izini, 
Her odada kokun ve çok sevdiğim hüznün 
Ve terliklerinin duruşu...ardından koşar gibi 
Terli, soluk soluğa ve öylesine üzgün! 

Hemen elimin altında divandaki sıcaklığın, 
Diyorum: nereye gidebilir bir not bile bırakmadan! 
Belki çarşıdasın, belki bir kahve içimi komşuda, 
Huyundur, uzak yere gitmezsin çiçekleri sulamadan. 

Sıkıldım su içtim, televizyonu açıp kapadım, 
Aynadaki yüzünü öptüm, terliklerini düzelttim, 
Avuçlarıma yaydım divandaki sıcaklığını, 
Dedim:görülmemiş böylesi hasretin! 

Oysa daha bu sabah uğurladın beni, 
Dedin:erken gelirsen sinemaya gideriz 
Belki dondurma yeriz sinema çıkışı 
Parka uğrar ev kaçkını kedileri severiz 

Birden sesi kapıda dönen anahtarın 
Döndürüyor uçup giden aklımı yuvasına 
Ve ''seni seviyorum'' derken öptüğüm yanağın 
Bir kırmızı gül gibi düşüyor avuçlarıma 

(1936)
Ruşen Hakkı