20 Aralık 2011 Salı

Bir Soyadı Hikayesi

1934 yılında soyadı kanunu çıktı, her Türk kendine bir soyadı alacaktı.
Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı.
Dünyanın en cimrileri "eli açık", dünyanın en korkakları "Yürekli, Korkmaz", dünyanın en tembelleri "Çalışkan, Yılmaz",  gibi soyadları aldılar.
Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine "Çevikel" soyadını almıştı.
Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılığı anlatan soyadlarını kapışıyorlardı.
Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime "nesin"  soyadını aldım.

Herkes "nesin" diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.

kaynak: www.denizce.com

****

Acının Duvarı Asılınca

Kendisi çatlamadan 
Toprağı çatlatamaz tohum

Aşmışım sınırını mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum

Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum

Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum
Aziz Nesin
***

Boşuna

Sen yoksun...
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki...


Boşuna bu nehir...
Çırpınıp pırpırlanması...
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...


Uzar uzar gider...
Boşuna yorulur yollar...
Birlikte  yürüyemiyeceğiz ki...


Özlemler de ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız...
Birlikte ağlayamayacağız ki


Seviyorum seni boşuna...
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki...
Aziz Nesin

***********
20.04.2011