aylar sonra sana ilk yazışım bu
senden öğrendiklerimi kazıyorum şimdi
beynimdeki çamurları atmak için yamacına
gözyaşlarımı hüznümün gülüşüne sakladım
şimdi bir hıçkırık bin gülümsemenin altında yatıyor
gözbebeklerimdeki pırıltı sevincin değil
içinde doldurduğum yaşların yansımasıydı oysa
sana söylemek istediğim söylediklerimin sustuklarıydı
sustuklarımı anlayacak takat yoktu sende
aynı dili konuşup farklı anlamıştık hep
yüklediğimiz anlamların kurbanı ettik kalbimizi
içinde kök salmış bir çınara adamışken kalbini
tomurcuklarım tutunamadı ona biçtiğin payda
oysa nasıl da saklamıştım sevdamı
bir istiridyenin içindeki inci gibi
bilir misin bir inci nasıl da çoğalır kapalı yerde
sevdamda öyle çoğalmıştı içimdeki istiridyede
dökülüyor artık saçtığın uzaklara
ve gözlerimdeki buğu boncuk boncuk süzülüyor yanaklarımdan
bir parçanın bin parçaya ayrılmasıydı
senden ayrılışım
zaman zaman firar ediyorum ikimize
içimdeki kaçak her adımda yine sana kaçıyor
senden kaçarcasına sana geliyorum
umuda atacak adımların yok biliyorum
ayakların çoktan nasır bağlamış
öğütüyorsun yutkunamadığın sevdaları içinde
bense düğümlenip kalıyorum boğazında
kendine sindiremedin beni bir türlü
başka şekiller verdin hep bana
unuttuğunu sandığın her şeyi bende hatırladın çünkü
sevdam merhem olacakken yarana
daha da sızlattı kabuk bağlayamadığını
içimdeki karlar çoktan buz tuttu
yangınlarım bile eritemezken onları
bir gülüşün yeterdi yeniden çözünmeme
koca bir denklem gibisin sonucu olmayan
çözdüğüm her sorunun verileni varken
bir seni çözemedim aldıklarından ötürü…
ümran özdemir
************
14.11.2011