20 Aralık 2011 Salı

kurutulmuş gül yaprakları ve bir ceviz tanesine sone

sıyrılıp bedeninden tınısına karışmış sesinin gül yaprakları
  çoğalır ıssızlığında mevsimlerin  gün düşlerinde buluşup
    kıpırtıları düşer gönlüme gün ağarırken öze tutunmalarının
erguvanları kalır  biraz yeşil biraz da sarınır kahverengiye   


 nazlı şafaklar sökülür  kavuşmalarından mis kokularla
ağır alımlıdır zaman  sınar algılarımızı  sabrımızı sınar
güzün bitmez gazeli  ah ne hüzündür ki o  iner yüreğimize
 toprağına bin bir bereketle akar nuru sabah ezanlarının

 kim bilir kaç gözyaşı damlamıştır  iç yangınlarında yaprağına
 ama narin ama eşsiz ama  kırgın ama  bahtiyar
çılgınca renk açardı göğün damarlarından tutunup sevgiliye

söyle ey can kaç ceviz buluşmuştur ki gül yapraklarıyla
nice yağmurlardan ayazlardan kurtarıp tenlerini 
 düşüp önüne güneşin  hesabını sormadan uzak iklimlerde yaşamanın
ferda balkaya çetin
**************
17.11.2011