30 Ocak 2012 Pazartesi

ölüm doğuran

ömrümün en zor gecesi bu belki de
senden arta kalan senler doğuyor katran karası gecelerin ardında
bine katlayıp çarptığın acılar bölünüyor yüzümün her zerresine
senler yaşama inat çoğalırken
kendine kalmaya korkan bir hiç oluyorum bense
ayrılıkların en çetrefiline kahrediyorum bu gece
içime sızan kayıpların en meçhul şahsı
birinci çoğul şahıs olamayan biz
bilincine tekilliği terk etmeyi yazmamışız meğer

sürüncemelerin en sürünen yerindeyim bu gece
iki duldaya sarılıp ayrı yerde ,ayrı can veren
aynı canı taşıyan tılsıma yenildik
nasıl bir kadere yol aldıysak adım adım
hiç bir manevrada buluşamadık
bütün kuşlar yuvasına,bütün bebekler anasına
dağlar dağa kavuştu da
bi biz yenemedik acıları ıskalayıp kavuşmayı
tam ortasından vurulduk vuslatın
iki canı ayrı yere, oklarını yüreğimize sapladık
bu gece sabaha erer mi bilmem
haylazlıkta üstüne yok yüreğimin
yine sana kaçıyor firarperest ayaklarım
bir de durdan anlamayan yaralı kalbim
çoktan kabuk bağladı derken
tuz basmakta gecikmiştim oysa
acı vermez sandım artık hiçbir şey
şimdi ne oldu bilmem
yamalarım oyuk oyuk açılmakta bu gece
ömrüm azar azar kısalıyor bu gece
içine çektiğim astarla da fayda etmez şimdi
zararına sattığın yüreğimde
bu gönülden fayda gelmez artık
ölüyorum bu gece
kan damlaları düşerken damarların arasından
yüreğim çekiliyor bu gece
sen geldiğin gibi gidiyorsun öylece...
(ümran özdemir)