Hayat,
Zıtlıklarıyla bir karmaşadan ibaret değil
midir zaten?
“Düşünenler
için bir komedi, hissedenler için bir trajedi” midir gerçekten?
Tanımaya çalışırken kendimizi,
Anlamaya çalışırken birbirimizi,
Ve de henüz farkına varıp tam da başlamışken
yaşamaya kayıp gider avuçlarımızdan “bir
ömür” dediğimiz.
Hayatın bize ne sürprizler hazırladığını
bilmeden sürekli değişen bir hiyerarşiyle.
Zamanla yarışırcasına koşarken bir arayış
içerisinde bitmeyen isteklerimiz, hayallerimiz değil midir bizi esir alan?
Zaman zaman da körleştiren…
Hayatın sırtımıza yükledikleriyle değil de
yüreğimizin fısıldadığı şekliyle yaşayabilen kaç insan var acaba?
“Herkesin
hayatı, Tanrı’nın parmaklarıyla yazılmış bir masaldır.” der, Andersen.
Bir varmış bir yokmuşla başlayan…
Hayatla olan iç içeliğimiz, algıladığımız
şekliyle yansır yaşama biçimimize.
Acılarla yüzleşmenin sarsıntılarını yaşarken
bir yandan,
İçli bir şarkı dinler gibi,
Anlamlı bir şiir okur gibi,
Efsane yaşarız hayatı masal içinde diğer
yandan.
Nerede biteceği belli olmayan bu eşsiz
yolculukta bize eşlik edecek sayısız insan girer hayatımıza.
Hiç tanımadığımız…
Yaradılış gereği birbirine benzemeyen
insanoğlu, farklı yaşam öyküleri sunar evrende kahramanın kendisinin olduğu.
İki ayrı uç dediğimiz doğum ile ölüm
arasında.
Kiminin yarım kalır öyküsü söylenmemiş
sözleriyle.
Kiminin ki
“bir peri masalı “ dır, kanatları bulutlara değer.
Destanlaştırır öyküsünü kimisi de, iz
bırakarak ardında.
Ve sonra,
Bir gün,
Geriye bakarız bir yerden.
Şaşkınlıkla…
Belleğimize kaydolan onlarca anı geçmişimiz
olur.
Pişmanlıkla fark ederiz manasızca
kaçırdığımız bir çok ayrıntıyı.
İçsel yolculuğumuzla birlikte seyrederiz
hayallerimizin avuçlarımızdan kayıp gittiğini ya da unuttuğumuzu
sevdiklerimizin durdukları yerleri…
“Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın” der, şair…
“ Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş
gibi,
Hem
de senin kalacakmış gibi hayat
İlişik yaşayacaksın
Ucundan tutarak…”
Tam da bizim için yazmıştır sanki dizelerini.
Daha az acı çekmek için.
Kimbilir…
Oysa biliriz de…
Bir değil
bir çok nedenimiz vardır yaşamak için.
Emek verip ilmik ilmik dokurken kendi
masalımızı ne de çok uğraş veriyoruz,
Yaşamak için.
İnsan olmak için.
İnsan olmak…
Ne muhteşem!
Ve madem ki başlayıp biten bir masaldı hayatımız,
Öyleyse masallardaki gibi,
Gökten üç elma düşsün.
Biri size.
Biri hayallerinize.
Biri de,
Siz kimi isterseniz ona…
Ferda Balkaya Çetin