Nedir insanı mutsuz eden? Sahip oldukları mı , yoksa sahip olamadıkları mı?Sahip olamadığımız bir çok şey aitliğini yitirip karşımıza çıktığında, bizim olmasının hiçbir anlamı kalmaz bazen. Zamanın haince avucumuza
sıkıştırdığı, kullanma tarihi çoktan geçmiş , zamansız bir mutluluğun dolu bir bardağa boşaltılması kadar anlamsızdır artık. Hiçbir güne rezerve edilmeyecek ve hep başkalarında seyredeceğimiz mutluluğa , kendi dünyamızda sığdıracak bir yer aramak kadar anlamsızdır.
Ya sahip olduklarımız? Onlar da kanaatsizlikten mi mutlu etmez bizi , yoksa zamanın onların beynimizde çizdiği şekilciliğin kalıplaşmış haliyle tanışmamızı sonraya bırakmasından mı? Geç kalınmış gelişlerin dönüşüne
kimse sahip çıkmaz ne yazık ki. Bunu bilmek sızlatır beynini bir tümör gibi her geçen saniye. Pişmanlığın dönüşü yoktur artık.
Galiba mutluluğun tek yolu zamanlama sorununa bir çözüm bulmakta gizli . Nasıl ki bir çiçek açmak için baharı bekliyorsa ,güz gelince solacağını da çok iyi bilir. Ve tekrar tekrar açmaktan hiç vazgeçmez...Siz de sizi solduran her neyse, baharın gelmesini beklemekten vazgeçmeyin...
(ümran özdemir)